Akdeniz Üniversitesi Meme Sağlığı Merkezi 22 Binden Fazla Kadına Ulaştı

Akdeniz Üniversitesi Meme Sağlığı Merkezi 22 Binden Fazla Kadına Ulaştı

Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’nde Meme Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında meme kanserine dikkat çekildi. Toplantıda Rektör Özkan, Akdeniz Üniversitesi Meme Sağlığı ve Hastalıkları Merkezinin açılışından bu yana 22 binden fazla kadına hizmet verdiğini söyledi.

Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Yeni Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı Binası’nda 1-31 Ekim Dünya Meme Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında basın toplantısı düzenlendi. Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan başkanlığında yapılan toplantıya Hastane Başhekimi Prof. Dr. Yıldıray Çete, Genel Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cumhur Arıcı, Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Karaca, Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Aylin Fidan Korcum Şahin, Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sema Sezgin Göksu, Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Veli Vural, Radyoloji  Anabilim Dalından Dr. İmren Düzen katıldı.

MEME FARKINDALIK AYINDA ÖNEMLİ MESAJ

Ekim ayının “Meme Kanseri Farkındalık Ayı” olduğunu hatırlatan Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, meme sağlığının yalnızca kadınları değil, tüm toplumu ilgilendiren bir konu olduğunu belirtti. Rektör Özkan, “Meme kanseri dünyada kadınlar arasında en çok görülen kanser türü ve maalesef akciğer kanserinden sonra ikinci sırada yer alıyor. Her sekiz kadından biri bu hastalıkla karşılaşıyor. Erkeklerde de görülmekle birlikte daha çok kadınları etkiliyor” dedi.

BİR BUÇUK YILDA 22 BİN 943 HASTAYA HİZMET

Bir buçuk yıl önce hizmete açılan Akdeniz Üniversitesi Meme Sağlığı ve Hastalıkları Merkezi hakkında da bilgi veren Rektör Özkan, “Merkezi kurarken üç amacımız vardı. İlki farkındalık yaratmak, ikincisi hastalarımıza hızlı ve konforlu bir tanı süreci sunmak, üçüncüsü de toplanan verileri bilimsel olarak kullanabilmekti. Bugün geldiğimiz noktada bu üç hedefimize de ulaştığımızı söyleyebilirim.” dedi. Merkezin açılışından bu yana 22 bin 943 hastaya hizmet verildiğini belirten Özkan, “Bir yıl içinde 16 bin 378 hastamız merkezimize başvurdu. Bu yıl sonuna kadar 20 bin hastaya ulaşmayı hedefliyoruz Merkezde bugüne kadar 7 bin 580 mamografi, 11 bin 664 meme ultrasonu ve 750 biyopsi işlemi gerçekleştirildi.” diye konuştu.

MERKEZİN ÖNCÜ UYGULAMALARINDAN VAKUM BİYOPSİ

Rektör Özkan, erken tanının önemine dikkat çekerek, “Erken tanı konan hastalarda yüzde 90’ın üzerinde yaşama şansı elde ediyoruz. Merkezimizde tanı süreçleri çok hızlı ilerliyor. Ultrason, MR ve biyopsi işlemlerini kısa sürede yapıyoruz. Özellikle ‘vakum biyopsi’ yöntemi kamu kurumları arasında sadece bizim merkezimizde uygulanıyor. Bu yöntem hem konforlu hem de tedaviyi çeşitlendiriyor” ifadelerini kullandı.

AMACIMIZ FARKINDALIK VE ERKEN TANI

Ekim ayının farkındalık ayı olduğunu söyleyen Hastane Başhekimi Prof. Dr. Yıldıray Çete, “Bu ayın hedefi  meme kanserine neden olan riskleri topluma anlatmak. Sigara, alkol, obezite, hormon tedavileri gibi etkenlerin risk oluşturduğunu biliyoruz. Bunları topluma anlatmak. Biz bu konuda bir buçuk iki yıl önce bir adım attık. Hastanemizde erken tanı ve tedavi yöntemlerini bütüncül bir şekilde sunabiliyoruz. Bu merkez sayesinde kadın hastalarımız konforlu ortamda, hızlı bir şekilde tanı ve tedavi süreçlerini tamamlıyor. Bu merkezin neler sağladığını son bir buçuk yıl içerisinde gördük gerçekten. Hastalarımız daha konforlu ortamda son derece hızlı bir şekilde tanı ve tedavi süreçlerini yürüttüler. Amacımız onların daha uzun, daha sağlıklı, daha nitelikli hizmet sunmak. Tanıdan sonraki hayat süreçlerini de arttırmak. Bunu da sağlayabildiğimizi düşünüyorum.” diye konuştu.

ERKEN TANI HAYATIMI KURTARDI

Merkezde meme kanseri tedavisi gören Figen Keleş Tokur da, yaşadığı süreci şu sözlerle anlattı: “Farklı hastanelerde üç ay boyunca kontrollerim sürdü ama biyopsi yapılamadı. Akdeniz Üniversitesi Meme Merkezi’ne geldiğimde aynı gün tüm tetkiklerim yapıldı, iki gün sonra vakum biyopsiyle tanım konuldu. Başta çok korktum ama burada doktorların ilgisi, ekibin desteği beni rahatlattı. Erken tanı sayesinde tedavim başarıyla ilerliyor. Normal hayatıma döndüm. İnşallah kısa süre sonra da çalışmaya başlayacağım tekrardan diye umut ediyorum. Kadınlara tavsiyem mamografiden korkmayın, yıllık kontrollerinizi mutlaka yaptırın. Çünkü benim yıllık kontrolünde bu hastalık ortaya çıktı. Erken tanı sayesinde ben tedavi sürecinde devam ediyorum.”

DÜNYA STANDARTLARININ ÜZERİNDEYİZ

Genel Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cumhur Arıcı, merkezin dünya standartlarının da üzerinde çalıştığını belirterek; “Her hasta, başvurduğu hafta içerisinde muayenesini oluyor. En geç bir hafta içinde görüntülemeleri tamamlanıyor. Biyopsi gerekiyorsa da on gün içinde yapılıyor ve tedaviye başlanıyor. Bu hız, sadece Türkiye’de değil, dünya standartlarının da üzerinde.” şeklinde konuştu.

MAMOGRAFİ RADYASYONU 7-8 SAATLİK UÇUŞA EŞİT

Mamografiyle ilgili toplumda yanlış inanışların olduğunu dile getiren Prof. Dr. Arıcı, “Mamografide alınan radyasyon, 7-8 saatlik bir uçuşta alınan radyasyonla eşittir. Yani yılda bir kez mamografi çektirmenin hiçbir zararı yoktur. Buna karşılık sağladığı fayda tartışılmaz. Biyopsi yapılınca hastalık ilerliyor gibi yanlış bilgiler var, kesinlikle doğru değil” dedi.

YENİ NESİL AKILLI İLAÇTA UMUT VERİCİ SONUÇLAR

Meme kanseri tedavisinde yeni gelişmeleri paylaşan Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Karaca, “Geçen hafta dünyanın ikinci en büyük kongresi olan Avrupa Onkoloji Kongresi’nde Akdeniz Üniversitesi olarak yer aldık. Bu kongrenin önemli gelişmelerinden bir tanesi de meme kanseri alanında yaşandı. Bizim yeni nesil dediğimiz kemoterapi akıllı ilaç kombinasyonu bir ilacımız erken evre meme kanserli hastalarda uygulandı. Halk arasında hepimizin bildiği, kırmızı serum dediğimiz ilacımız kullanılıyor. Kongrede açıklanan çalışmanın ilk sonuçlarına göre yaklaşık % 11.2’lik bir akıllı ilaçta üstünlük bulundu. Bu üstünlükle birlikte yaklaşık %18 oranında da daha az yan etki karşılandı. Bu sonuçlar salonda herkes tarafından büyük bir memnuniyetle karşılandı. Hem bir ilaç veriyorsunuz, hem daha etkili bir sonuç alıyorsunuz hem de daha az yan etkiye sahip oluyorsunuz. Bu gerçekten önemli. Şu an için biz bu ilacı metastaz meme kanserli hastalarda kullanıyoruz. Erken dönemde şu an kullanıma girmedi. Ama kullanıma girmesiyle birlikte biz de Akdeniz Üniversitesi olarak bu ilacı kullanmaya başlayacağız.”

VAKUM BİYOPSİ İLE CERRAHİYE ALTERNATİF

Vakum biyopsi yönteminden bahseden Radyoloji Anabilim Dalı’ndan Dr. İmren Düzen “Bu bir örnekleme yöntemi. Rutinde aldığımız kalın iğne biyopsilerine göre daha kalın bir iğneyle yaptığımız bir biyopsi çeşidi. Genelde bunu kanserin öncüsü olabilecek mikro kalsifikasyonları örnekleme amacıyla kullandığımız bir yöntem. Konforlu bir yöntem. Hızlı da süren bir işlem ayrıca seçili vakalarda cerrahinin alternatifi olabilecek lezyonların eksizyonunda kullanabiliyoruz. Şu an ilk ve tekiz. Kamu üniversite hastanelerinde bu işlemi yapan yok. Bu konuda da desteklerinden dolayı Rektör hocamıza çok teşekkür ederiz.” ifadelerini kullandı.

Eklenme tarihi :27.10.2025 14:38:59
Son güncelleme : 27.10.2025 14:52:49